Asansör Vizyon Dergisi Yasemin BULUT Röportajı
Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayi İş Kadınları Derneği (AYSKAD)’ın asansör iş dünyasındaki kadınların statülerini güçlendirmek ve kadın bakış açısıyla geliştirdiği politikalarla Türk asansör sektörünün gelişimine katkı sağlamak amacıyla kurulduğunu söyleyen Yasemin Bulut, “Uluslararası literatürde ‘toplum temelli’ dernekler kategorisinde yer alan AYSKAD’ın amaçlarını; kadın istihdamı, eğitim ve toplumsal farkındalık olarak, üç ana başlıkta sıralayabiliriz.” dedi.
AYSKAD’ ın neden kurulduğunu ve kuruluş amaçlarını anlatır mısınız?
Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayi İş Kadınları Derneği (AYSKAD); Asansör iş dünyasındaki kadınların statülerini güçlendirmek ve kadın bakış açısıyla geliştirdiği politikalarla Türk asansör sektörünün gelişimine katkı sağlamak amacıyla kuruldu. Uluslararası literatürde “toplum temelli” dernekler kategorisinde yer alan AYSKAD’ın amaçlarını; kadın istihdamı, eğitim ve toplumsal farkındalık olarak, üç ana başlıkta sıralayabiliriz.
AYSKAD’ın çalışma prensiplerinden ve ilkelerinden bahseder misiniz?
Yola çıkarken belirlediğimiz önemli hedeflerimizden biri, çalışmalarımızı uluslararası normlarda sivil toplumculuk anlayışıyla sürdürmek ve bu anlayışı sektörün tamamına kazandırmaktı. Bunun için farklı sektörlerdeki kurumsal dernekleri inceledik ve bizim sektörümüzün iş yapış biçimine uygun olacak bir modelleme yaptık. Kurumsal alt yapımızı bu modelleme üzerine kurguladık. Buna göre tüm AYSKAD üyeleri; sivil toplumculuğun temelini oluşturan gönüllülük başta olmak üzere, eşitlik, şeffaflık, katılımcılık, yenilikçilik (inovasyon) ve sürdürülebilirlik esaslarını kapsayan ilkelere harfiyen uymak ve her biri kendi alanında profesyonellerin başkanlık yaptığı 6 ana stratejide belirlenen çalışma komisyonlarında yetenekleri doğrultusunda gönüllülük esaslı çalışmalar yapmak zorundadır. Her komisyon dönemsel olarak en az bir projeyi hayata geçirmekle mükelleftir.
Türk asansör sektöründe çok sayıda bölgesel dernek var. AYSKAD’ı bu derneklerden ayıran özellikler nelerdir?
Birincisi; bölgesel bir dernek değiliz. 28 kurucu üyeyle kurulduk, bugün Türkiye genelinde 58 üyeye ulaştık. AYSKAD, Türkiye’de asansör sektörüne emek veren, bu sektörden ekmek yiyen “Ben de AYSKAD çatısı altında bu sektöre fayda sağlamalıyım” diyen kadınların bir araya gelmeleri ile kuruldu. Hiçbir kişi, kurum veya kuruluşun gölgesi veya uzantısı değiliz. Tamamen tarafsız ve bağımsız hareket eden, kendi doğrularını kendileri bulan, bulamadıkları zaman işin profesyonellerine danışan, tabiri caizse tamamen kendi bildiğini okuyan bir avuç kadınız. İkinci olarak; dünya asansör sektörünün ilk ve tek kadın derneğiyiz. Çalışmalarımız yurtdışında da ilgiyle takip ediliyor. Daha şimdiden ülkelerin asansör birlikleri tarafından, kendi sektörlerindeki kadınlara rol model olarak gösterilmeye başlandık. Bu bizi inanılmaz motive ediyor. AYSKAD olarak, Türk kadınının çalışkanlığını, azmini, üretkenliğini ve zekasını tüm dünyaya duyuruyor olmaktan büyük onur duyuyoruz.
AYSKAD’ın kurulması sektöre ne kazandırdı?
Erkek egemen sektörlerde kadın derneği kurulması ana amaçlarından biri de, o sektörde Toplumsal farkındalık oluşturmaktır. Asansör sektörünün kadın derneği olarak toplumsal faydaya yönelik çalışmalar yaparak, bu farkındalığı sağlamaya çalışıyoruz. Dernek merkezimizde, son kullanıcı olarak tabir ettiğimiz, site yöneticileri, bina sorumluları ve apartman sakinleri için, asansörlerle veya bakım firmalarıyla yaşadıkları sorunlara ve sorulara cevap bulabildikleri bir ortam oluşturduk. Vatandaşı asansörlerin güvenli kullanımı konusunda bilgilendirmeye çalışıyoruz. Tabelada kadın kelimesini gördüklerinde daha kolay, daha anlayışlı bir ortam bulabileceklerini bildiklerinden bizimle daha çabuk iletişime geçiyorlar. Biz de onlara çözüm yolları sunuyoruz. Bununla birlikte; günlük rutinimizde yollarımızın kesiştiği veya iletişimde olduğumuz farklı sivil toplum örgütleri, akademik kurumlar, kamu kuruluşları veya özel sektör temsilcileri asansör iş dünyasına bakış açılarının AYSKAD sayesinde değiştiğini bizlere net bir şekilde ifade ediyor.
AYSKAD’ın kurulması sektörde nasıl karşılandı?
Toplumsal hayatta sadece erkek egemenliğinde olduğu düşünülen meslekler var. Asansör mesleği de bu kalıplaşmış zihniyetlerin urunu olarak erkek mesleklerinden görüldüğü için, bu sektörde bir kadın derneği kurulması sektörde önce şaşkınlıkla karşılandı. Sonra“Dernek kurdular ama kadın başlarına neyi, ne kadar yapabilirler ki?” dediler. Şimdi ise; sadece 1,5 yıllık zaman zarfında yaptığımız faaliyetlere bakarak “Türk asansör sektörünün geleceği için umut vaat ediyorsunuz” diyorlar. Sektör duayenlerimizden böyle övgü dolu sözler duymak, bizlere daha çok çalışma azmi veriyor.
Size hiç olumsuz yaklaşım gösteren olmadı mı?
Olmaz mı? Oldu tabi ki, oluyor da… Ama biz hep bardağın dolu tarafından bakmayı tercih ediyoruz. Bizler gözünü budaktan sakınmayan, kendine güvenen, yaratıcı, her geçen gün gelişen, geliştikçe daha çok üreten, ürettikçe mutlu olan kadınlarız. Bu sektörün yarınlarında imzamız olsun istiyoruz. Kimse bizi doğru bildiğimiz yoldan döndüremez. Çünkü biz, bu sektörün yarınlarında imzamız olsun istiyoruz.
Ülkemizde ve sektörümüzde sivil toplumculuk üzerine neler söyleyebilirsiniz?
“Sivil toplumculuk özveriyle yapılacak görevler bütünüdür’’ Sivil toplum kuruluşları; temsil ettikleri toplulukların gelişmesi, ilerlemesi ve haklarının korunması için, eğitici, destekleyici ve yol gösterici çalışmalar yapan örgütlü yönetimlerdir. Kişinin karşılık beklemeden kalbinin ve beyninin iyilik için onayladığı ve yaptığı işlere de ‘gönüllülük denir. Sivil toplumculuk dediğimizde bu iki tanımı çok iyi bilmemiz ve sindirmemiz gerekiyor. Özellikle sektörel STK’ların kendi topluluklarına öncü olabilmeleri için, hayata küresel bir perspektiften bakmaları gerekiyor. İlkeli sivil toplumculuk anlayışını benimseyen ve kurumsal alt yapısının tamamlayan STK’lar kesinlikle “BAŞARILI” olurlar. Yönetimlerin, temele oturtacakları ilkelere ve örgütsel işleyişe sadık kalmaları sistemin doğru işlemesini ve sürdürülebilirliğini sağlar. Bu da onları başarıya götürür. Başta da söylediğim gibi, biz de sistemi oluştururken farklı segmentteki STK’lardan mentörlük aldık. Diğer sektör derneklerimize talep ettikleri takdirde AYSKAD olarak mentörlük desteği de verebiliriz. Nihayetinde hepimiz sektörümüze fayda sağlamak için kurulduk. Çıkmaza düştüğümüz yerde, birbirimizden destek almalıyız.
Mesleki Eğitim ile ilgili çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Eğitimin olduğu yerde değişim, değişimin olduğu her yerde AYSKAD var. Son kullanıcının can güvenliğini direkt olarak ilgilendiren bir meslek olduğumuz için, bizim sektörümüze diğer sektörlerden daha fazla eğitim gerekiyor. Hem kadınları hem de gençlerimizi mesleki eğitim konusunda güçlendirmeye çalışıyoruz. Yeni ve genç beyinlere ihtiyacımız var. Eğitim sistemimiz elverdiği ölçüde daha çok, zeki ve yetenekli gençleri mesleğe kazandırmaya çalışıyoruz. Özellikle meslek liselerinde kız öğrencilere çalışabilecekleri iş olanakları hakkında bilgilendirmeler yapıyoruz. Eğitim komisyonumuzun çabalarıyla, Çınarlı M.T.A. Lisesi’nde başlattığımız bölgesel çalışmayı, Türkiye genelinde asansör eğitimi veren diğer liselerde de uygulamak istiyoruz. Bir ülkenin sosyoekonomik kalkınmasının mesleki eğitimden geçtiğini biliyoruz. Bu nedenle, mesleki eğitime bütünsel yaklaşıyoruz. Meslek liselerinde başlattığımız “ Akran Arabuluculuğu” projesiyle, hem mesleki hem de kişisel gelişimlerini tamamlamış pırıl pırıl gençler yetiştirip, sektörün yarınlarını güvence altına almak istiyoruz.
Kadın istihdamı konusunda neler yapıyorsunuz?
Kadın istihdamı ülke meselesidir. 2018 yılı verilerine göre Türkiye’de çalışan nüfusun % 65,7 sini erkekler, % 29.4’unu kadınlar oluşturuyor. Avrupa’da erkeğe göre çalışan kadın oranı % 50’lere yakın. Ülkemizde de son yıllarda yapılan çalışmalar kadın ekonomisine bir farkındalık oluşturmaya başladı. Ancak, bu yeterli değil. Sektörümüzde ise çalışan kadın sayısını henüz tam olarak belirleyemedik. Tahmini olarak genel istihdama yakın bir oran olduğunu düşünüyoruz. Biz 3 yıl önce sektör kadınları olarak “Asansörde Topuk Sesleri Grubunu” oluşturduğumuzda, ilk olarak sektörümüze kadın istihdamının arttırmak için çağrıda bulunmuştuk. İşe alımlarda “Lütfen kadın CV’lerine öncelik verin.” demiştik. Aynı çağrımızı yineliyoruz. Öncelikle sektörde var olan kadın iş gücünü kaybetmemek için, onları iş dünyasının yeniliklerine entegre edecek eğitim programlarımızı bu yıl bitmeden başlatmış olacağız. Bu çalışmalarımızın ne kadar yararlı olduğunu anlayabilmemiz için, aslında başlangıç istatistiklerine ihtiyacımız var. Maalesef sektörümüzü kapsayan sağlıklı istatistiki veriler yok.
Konu açılmışken, sektörün genel sorunları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Çözüm üretmeden sorunlardan bahsetmek, şikayet etmek, çözüm için adım atmamak, acizlerin işidir. Bakın çözmek demiyorum, çözüm için hareket almamaktan bahsediyorum. Yani sorunlar herkesin bildiği sorunlar, artık eyleme geçilsin diyorum. Üretim odaklı, ürettiğini iyi pazarlayan, Ar-Ge’ye önem veren, yeni pazarlar arayan, bir sektör yaratmak istiyorsanız oyunu kuralına göre oynayacaksınız. Her sektörün sorunları var. Bizim ki biraz daha fazla…
AYSKAD’ın genel olarak çözüm önerileri var mı?
Çözüm önerilerimiz tabi ki var. Ülkemiz sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Ekonomik dar boğaz başta inşaat sektörü olmak üzere tüm sektörleri durma noktasına getirdi. Krizin sektörümüze yansımaları her geçen gün ağır tablolar ortaya koyuyor. Türk asansör sektörünün krizden etkilenen özellikle köklü ve marka değeri yüksek firmalarının desteklenmesi ve koruma altına alınması gerekiyor. Bunun için sadece Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile değil, Ekonomi, Çalışma ve Ticaret Bakanlıkları ile görüşülmeli ve sektörümüz için ekonomik bir model oluşturma yoluna gidilmelidir. Sektörün otoriteleri bu konuya ivedilikle el atmalıdırlar. Biz, asansör sektörün kadın gücü olarak, sektörümüzün her bir sorunu için kadın bakış açısıyla geliştirdiğimiz yol haritalarımızı belirledik. Ancak, bu fikirlerimizi söyleyeceğimiz bir ortamımız yok. Çok çalışıyoruz, çok çalışmamızdan rahatsız olanlar var. Çoğu zaman; mecburiyetten varlığımızı kabul etmiş, ama bizleri hazmedememiş insanlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bize sektör olarak gereken destek verildiği takdirde efektif çözümler üretebiliriz. Bu güne kadar yaptıklarımız bundan sonra yapacaklarımızın teminatıdır. Federasyon yönetiminde tek kadın delegeyle temsil ediliyoruz. Tek oy maalesef karar alma süreçlerine etki etmiyor. ASFED yönetimine bir kadın komisyonu kurulması yönünde başvurumuzu yaptık. Bize daha geniş olanaklar verilmesi gerektiğini, Hem Türkiye’nin hem dünyanın tek asansör kadın derneği olarak, buna hakkımız olduğunu düşünüyoruz.
Hedef çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Küçük adımlarla, büyük hedeflere koşuyoruz. Güzel bir hikayemiz var. Bu sektörün gelişimine ve geleceğine verilmiş sözümüz var. Yarınlarımız için her daim büyümeye hazır, sürdürülebilir bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz. Projelerimizi hayata geçirme aşamasına gelmeden paylaşmıyoruz ancak, size küçük ipuçları verebilirim. Biliyorsunuz gecen yıl, meslek liseleri için iki önemli protokole imza atmıştık. Bu yıl da mesleki eğitim için önemli iki projenin hazırlık çalışmalarını yapıyoruz. Özellikle sektörde kadın istihdamının arttırılması için meslek liselerindeki kız öğrencilere yönelik temel çalışmalarımız var. Sektör olarak, bir araya gelip sorunlarımızı paylaşmaya, konvansiyonel çözüm önerilerine ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Bununla ilgili cok verimli olacağına inandığımız bir projenin hazırlıklarını yapıyoruz. Türk asansör sektörünün hem yurt içinde hem yurt dışında daha çok tanıtımı için yapılması gerekenleri araştırıyoruz. Bu da önümüzdeki yıl için projelendireceğimiz ana konularımız arasında yer alıyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın küresel marka oluşturulması konusunda düşünceleriniz nelerdir?
“Zaferler birlik olmadan kazanılmaz.” Türk asansör sektörünün geleceğinin güvence altına alınabilmesi için küresel marka oluşturulması şart. Ama önce tüm sektörün buna inanması ve hazır olması gerekiyor. Birkaç girişimin başarısızlıkla sonuçlanması sektörde çoklu iş birliklerinin başarılı olamayacağı algısı yarattı. Eyleme geçmeyen her fikir, başarısızlığa mahküm edilir. Önce inanmalıyız. Sonra işin özünü iyi anlamalı ve bunu tüm sektör paydaşlarına anlatmalıyız. Birbirimize güvenmeli, sağlam temeller üzerinde hareket etmeliyiz. Yani önce “ Türk Asansör sektöründe küresel marka oluşturmalıyız ” fikrini beyinlere ve yüreklere kazıyacağız, sonra birbirimize güveneceğiz, el ele, sırt sırta vereceğiz, bilmiyorsak öğreneceğiz ve çok sağlam bir sistem kuracağız. Süreç zor ama imkansız değil. İmkansız diye bir şey yoktur. Sistemi iyi kurgulamak çok önemli. Tabi bütün bunları yaparken,Bakanlığımızla eş zamanlı ve koordineli hareket edilmeli, gereken devlet desteği de sağlanmalıdır. Gereken teşvikler ve yasal düzenlemelerle bu konu desteklenirse ortaya çıkan sonucu ülke olarak hep birlikte alkışlarız. Yeter ki yapabileceğimize inanalım. Tabi bunların hayata geçirilmesi için;
Türk asansör sektörünü birlik, beraberlik, dayanışma temelinde bir araya getirecek, güçlü organizasyon yeteneğine sahip, sağlam bir üst yapıya ihtiyaç var.
AYSKAD olarak, bu prensipler ışığında hazırladığımız dosyamızı yılsonuna kadar tamamlayıp Bakanlığımıza sunmayı hedefliyoruz.
Son günlerde kamuoyunda gündeme gelen sizin de bir basın bildirisi yayınladığınız “ Kadına Şiddet” olayları hakkında neler söylemek istersiniz? Sektörde kadına şiddet var mı?
“Kadın veya erkek; cinsiyet gözetmeksizin, karşımızdaki ile empati kurabildiğimiz an şiddeti ortadan kaldırmış oluruz.
Kadına yönelik şiddet, ne yazık ki, bu gün gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada hızla yaygınlaşan bir sorundur. Toplumsal kültürümüzde yüzyıllardır var olan erkeği kadından üstün görme olgusu, değişen dünya düzeniyle birlikte, kadın ile erkeğin sosyo-kültürel rollerinin de değişime uğraması kadına şiddet olaylarının temelini oluşturmaktadır. Ataerkil düzenin temelinde var olan, eril gücün daima önde olma isteği, toplumsal hayatta cinsiyet eşitsizliğinin var oluş sebebidir.Farklı tarihlerde yayınladığımız iki basın açıklamasında da kadına şiddetin hiçbir gerekçesinin olamayacağını defaatle bildirmiştik. “Sektörümüzde kadına şiddet var mı?”‘ sorusunun cevabı ise koca bir EVET’tir. Kadına şiddeti sektör bazında özelleştirmiyorum. Türkiye’de toplumsal hayatta kadına ne kadar şiddet varsa, bizim sektörümüzde de o kadar var. Kadını pasif görevde tutma, ötekileştirme, yalnızlaştırma, itibarsızlaştırma veya çamur at izi kalsın cabaları… Her daim yaşadığımız olaylar… Sektörde kadına psikolojik boyutta uygulanan şiddet dolaylı olarak AYSKAD’ı da etkilemektedir. Patronu uygun görmediği için derneğe üye olamayan, işten çıkarılma korkusu yaşadığı için AYSKAD’ın etkinliklerine katılamayan kadınlarımız var. Her defasında farklı bir boyutta karşımıza çıkan bu hikayeleri tek tek kaleme alıyorum. Uygun zamanı bulduğumda kitap olarak yayınlayacağım. Yine bu konuda dava sürecine taşınmış, hukuki olarak bizden yardım isteyen kadınlarımıza da elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Fiziki veya psikolojik… Şiddetin her türlüsüne karşıyız. AYSKAD toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadına şiddet konularında sadece sektörel değil, toplumun her alanında mücadele edecek bilgiye, güce ve kapasiteye sahiptir. Yaptığımız basın açıklamasında da kadına şiddetle mücadelede öznesi kadın olan tüm derneklerle ortak hareket edeceğimizi net bir şekilde ifade ettik.
AYSKAD sizin öngördüğünüz başarı grafiğini yakaladı mı? Yakaladıysa başarısının altında ki sır nedir?
“İnanç, Tutku, Azim…üçgeninde güzel bir hikayedir AYSKAD.“
Yolun çok başında olduğumuz için “başarılı olduk” cümlesini kullanmak için henüz çok erken. Ancak şu bir gerçek ki; erkek kadın farklılığından oluşan zenginliği kullanan avantajlı bir derneğiz. Bu nedenle çalışmalarımız çok ses getiriyor ve DİKKATLE takip ediliyor. İyi bir sosyal medya kullanıcısıyız. Tüm çalışmalarımızı sosyal medya üzerinden anında paylaşıyoruz. NETWORK ağımızı her geçen gün güçlendiriyoruz. Türk Asansör sektöründe sosyal bir inovasyon gerçekleştiriyoruz. İnovasyon nedir? Bu güne kadar yapılanları beğenmiyorum. Ben daha iyisini yapacağım demektir. Bu konuda iddialıyız. Bu güne kadar yapılanların daha iyisini yapmak üzere varız.
Son olarak sektöre neler söylemek istersiniz?
“Kurumların saygınlığı, demokrasiye, hak, hukuk, adalet ve liyakata ne kadar bağlı kaldıkları ile doğru orantılıdır.
Çağımız dijital çağı. Bugün dünyada teknoloji baş döndürücü bir hızla ilerlerken biz de sektörde yüksek dijitalleşmenin önünü açmalıyız. Dünya standartları ile paralel ilerleyebilmemiz için Ar-Ge çalışmalarına hız vermeliyiz. Türkiye’nin yeni dünya düzeninde hak ettiği yeri alması için; toplumsal hayatta ekonomik, siyasi, akademik tüm sosyo-kültürel bağlantıları olan herkesin iyi niyet, samimiyet ve ciddiyet çerçevesinde üzerine düşeni yapması ve çok çalışması gerekiyor. Başarıya ulaşmanın temelini birlik, beraberlik ve dayanışma oluşturur. Sektörel uzlaşmayı sağlayamadığımız sürece başarıya ulaşmamız mümkün olmaz. Tüm paydaşlarla el ele verip, Türk asansör sektörünü kucaklayacak, yarınlara taşıyacak vizyoner ve saygın bir yapı oluşturmalıyız.